-->
   
  İVERÖNÜ KÖYÜ
  Ya bizim temel insan haklarımız ne olacak?
 

 

Ya bizim temel insan haklarımız ne olacak?

                                26-02-2008
1864 yılında atalarım Rus soy kırımıyla karşılaştı çoğunu kendilerine taraf olmayan çoğunu katlettiler bu gün hepimizin canlı şahit olduğu Bosna da yaşayanlara yapılan Sırp vahşeti gibi ama bunun boyutu ve şiddeti kat kat daha fazla. Sivil halkımızın ana yurdunda katledilişi yetmedi de ana yurdundan sürgün edilirlerken

 

Rus deniz taşımacılığı yapalar bile atalarımızı Karadeniz`e dökerek katlettiler Slav ırkının aynı vahşiliği ve barbarlığını yine             Bosna da canlı olarak izledi  dünya toplumu da bu insanlık dışı vahşiliğe nasıl seyirci kaldıysa o tarihte atalarımız bu soy kırım ve sürgünü yaşarken bütün dünya sessiz ve seyirci kaldı. Yıllarca yaptığı savaşlara gönüllü destek vererek katkı sağladığı Osman`lı devletinden de Ruslara karşı savaşmak için hiçbir yadım ve destek alamıyordu. Bazı devletler tek bir şey yaptılar sürgün edilenlere kapılarını açıp ülkelerine yerleştirdiler. Bu ülkelerin başında o zamanki Osman`lı devleti geliyordu.
 Bu toplum o ülkelere yerleşerek azgın Rusların katliamından kurtuldular ancak bir çırpıda bütün sahip oldukları her şeyi de yitirmiş oldular. Bu kaybettikleri değerler içinde öyle biri var ki keşke Ruslar tarafından hepsi öleydi de bu sağ kalma uğruna bu değerden vazgeçmeselerdi dedirecek kadar değerli olan ana dildir.
 
Osmanlıya kabul edilen toplumumuz ana dilini kullanıyor ama çoğunluk Rus kiril alfabesini bilmiyordu  bilenlerde yazamıyorlardı yirmi sekiz harfli kiril alfabesi ile Adığ’e bze (Çerkesçe) yazmak temelli imkansızdı. Müslüman olmalarından dolayı Arap alfabesini bilenlerin oranı daha fazla idi. Arap alfabesi ile ana dillerinden yazmaya çalışıyorlardı. Arap alfabesinin yeterli olmayan harf sayısı nedeni ile de istedikleri şeyleri tam olarak yazamadıklarından sesli iletişim ağırlıktaydı.
Osmanlı bölündü. Suriye de, Filistin de, Irakta Araplar bağımsızlıklarını ilan ederek ayrıldılar. O bölgelere yerleştirilmiş olan Adığ’e (çerkes) ler o devletlerde kaldı ve Osmanlı`nın bölünmesiyle onlarda bölündüler.
Kurtuluş savaşına bütün güçleri ile katılarak Türkiye’nin kurtuluşu için mücadele veren halkımız savaşın bitimine doğru Etem beyin adının baş tarafına Hain Çerkes eklenerek hiçte hak edilmemiş bir hakaretle anılır olduk. Trakya bölgesinde yerleşik olan toplumumuza bu seferde Türkiye de ikinci sürgün uygulandı.
 
Cumhuriyetin ilanı ile Türkiye’nin resmi alfabesi Latin alfabesine dönüşünce kullanılan harf sayısının yirmi dokuza düşmesi karşısında yazı ile iletişim temelli zora düştü otuz üş harf bile yetersiz gelirken harf sayısı azalan bu alfabe ile Adığ’abze (Çerkesçe) yazmak imkansız hale geldi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen ana dilleri ile yazılmış gazete ve yayın yapmaya başlarlar ancak Atatürk’ün vefatından sonra Cumhuriyet Halk partisi yöneticileri tarafından tam bir baskı rejimi halini alır.  
Ana dilde yayın kanunlarla yasaklanır ve müsaade edilmez. Hatta toplumumuza o kadar baskı uygulandı ki ilk okullarda kazara yanlışlıkla bir öğrenci ana dilinden teneffüs saatinde konuşursa öğretmene şikayet edilirse veya öğretmen duyarsa o öğrenciyi çok şiddetle döverdi ki korkusundan bir daha ana dili ile konuşmasın diye. Kendilerine uygulanan bu şiddete maruz kalanların içinde genellikle kız çocukları daha fazla korkup etkilenirler ki okulu terk ederek okula bir daha gitmezlerdi. Ancak onunla da yetinmeyen öğretmenler çocukları okuldan kaçıp gelmeyen öğrencilerin velilerini şikayet ederek haklarında kanuni ceza uygulanıp hapis cezası ile cezalandırırlardı. Okuldan korkudan kaçan öğrencilerden biride benim annem ve kızını okula göndermiyor diye hapis cezasına çarptırılanda dedemdir.
 
Bu baskı benim ilk okul dönemimde de vardı yani bu güzelim Cumhuriyet adeta kültürel kimliğimizin yok ediliş rejimi oldu,  dil ile sınırlı kalmayan sindirme Çerkesçe isim konulmasını yasaklayarak Çerkesçe köy isimlerini değiştirerek devam etti bu günde hala devam ediyor Bulgaristan da yaşayan Türk kardeşlerimize aynı şey uygulanınca avazı çıktığı kadar bağırarak demokrasiye ve insan haklarına vurgu yapanlar eleştirdikleri her şeyi bizlere daha hala uyguluyorlar. Atalarımıza biraz barınılacak bir yer verenler karşılığında ana dilleri, kültürleri kimlikleri yok edilerek bedel ödediler asimile ettiler. Keşke bu ülkeye Atalarımız hiç gelmeselerdi de  Rus katliamıyla ana yurtlarında can verselerdi bizde bu insanlık dışı baskı ve zulümleri yaşamasaydık. Yarı aç yarı tok bir yaşantı için bütün değerlerimizden olduk.
 
Bulgaristan, Yugoslavya gibi ülkeler hariç zira onlarda ağır baskılarla yaşadı. diğer Avrupa ülkelerine yerleşenler daha şanslı idi onlarda demokrasi vardı ancak Hıristiyan oldukları için o ülkelere yerleşmeyi fazla tercih olmamış, tercih ederek yerleşenler çok az olunca da dillerini ve kültürlerini zamanla unutmaya başlasalar da bu gün hala bizden iyi durumda oldukları da bir gerçek.
Daha acısı söze gelince ilericilikte kendilerine toz kondurmayan gericilik ve bağnazlıkla itham ettikleri Arap ülkelerinde kalmış soydaşlarımıza ana dillerinden eğitim hakkını ve basın ve yayın hakkını o ülkelerin Türkiye’den önce tanınmış olması. Biz hala bu tabii insanlık hakkımızdan mahrum durumdayız.
Hiç unutmam 1969 yılında Rusya’dan Adığ’e (Çerkes:) ce yayın yapan radyoyu geceleri merakla beklerdik. Yayın orta (MW) dalgadan olduğu için gündüzleri dinlenemiyordu. Yayın kültürel içerik ve haberden ziyade Kominizm propoganda’sı ile çerkeslere yapıla soy kırım ve sürgünü unutturmak için yalan düzme olay ve hikayeler anlatarak Rus sempatizanlığı kazanmak için yayın yapan bir radyo idi. Ama başka dinlenecek yayınımız olmadığı için bu radyoyu dinlemek zorunda kalıyorduk.
 
Bu noktaya deyinmişken hemen şu gerçeği de açıklayalım bu günde aynı Rus sempatizanlığı çalışmalarına, içimizden bazı kimseler gerçekleri bilmeyerek veya bildikleri halde kasten Atalarımıza soy kırım ve sürgün uygulayan Rusların yerine Türkleri suçlayarak hedef saptırma çalışması içindeler. Bu tür faaliyeti yürütenlerin çoğu sürgün sırasında Ruslar ile iş birliği yaparak onlara taraf olarak orda kalan azınlıkla sosyal ilişki içinde olanlardan çıkmaktadır. Hatta bu tür çalışmaları yürütmek üzere oradan gelerek Türkiye ye yerleşenler bile şu an mevcuttur. Bunlar Çerkes kültürü adına Rus kültürünü ve değerlerini, Türkiye de yaşayanlara empoze etmeye çalışmakta, son derece ilkel ve hiçbir forma uymayan Kiril alfabesi ili yazma ve okumayı teşvik ederlerken ona alternatif olan dilimiz için geliştirilmiş Latin harfle yazıp okumaya, sözde ellerinde var olan çoğu Lenin ve kominizm propogandasına dayalı çok azı edebi eser sınıfına giren Rus yanlısı yazılı eserlere sahip çıkma adına şiddetle karşı çıkmaktalar.
 
Türkiye Cumhuriyeti baş bakanı sayın Recep Tayyip Erdoğanın Almanya da yaşayan Türklerin asimilasyonu hakkında 12 Şubat 2008 tarihinde Saat 12 de yaptığı konuşmada belirttiği hususa aynen katılıyorum hakikaten asimilasyon bir insanlık suçudur. Kim yaparsa hangi ülke uygularsa uygulasın bu büyük bir ayıptır. Türkiye de kendi içinde barındırdığı etnik kökeni farklı vatandaşlarına uyguladığı bu sindirmeyi bir an önce kaldırmalı ana dilden eğitim ve öğrenim hakları, basın ve yayın hakları bir an öce verilmeli. Bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü sağlamak için etnik kökeni farklı insanların ana dilleri ile konuşmalarından yazmalarından korkmamak lazım bu toplumu bölmez tersine birlikteliği artırır, ülkesine olan güveni artırır.
Siz içinizdekileri bu haklardan mahrum bırakırsanız bu kozu art niyetli dış mihrakların eline koz olarak verirsiniz başka ülkelerden yayın yolu ile etnik ayrımı körükleyici siyasi propogandalar ile içinizdekileri size karşı kışkırtırlar.
 
Entegrasyon ile asimilasyon karıştırılmamalı.Yaşanılan ülkeye elbette entegre ulunmalı. Ama asimilasyonda uygulanmamalı. Maalesef 1864 yılında bu ülkeye yerleştirilen halkımız asimile edilmiştir. Gençlerimizin büyük çoğunluğu ana dillerini artık konuşamıyorlar. Bu durumu bir Türk başka ülkede yaşayınca feryat ediyor ülke olarak üzülüyor insanlık temel haklarına sahabetlik yapmaya gayret gösteriyor. Ya bizim insanlık temel hakkımız ne olacak?
 
Nuri Ersoy
 
  Bugün 49 ziyaretçi (213 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol