Köyümüzün coğrafyası ve tarihi geçmişi

Coğrafya
Tokat iline gökdere yolundan 63 km, Niksar yolundan 91 km uzaklığında olup, Erbaa ilçesine 7 km uzaklıktadır.
İklim
Köyün iklimi, Karadeniz iklimidir
Nüfus
Yıllara göre köy nüfus verileri
|
2007
|
750
|
2000
|
411
|
1997
|
455
|
Ekonomi
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Muhtarlık
Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:
2009 - Bekir Erarslan
2004 - Şehri Papak
1999 - Bekir Erarslan
1994 - Ziyattin Doğan
1989 - Yaşar Özkan
1984 - İsmet Akay
Altyapı bilgileri
Elektirik: Köyde düzgün tesisat alt yapısı olmasa da elektirik mevcut.
Yol: Erbaa ilçesine kadar 7 km yol kalitesiz soğuk asfalt ile kaplı, Köy içi yolları stablize.
Okul: İlköğretim okulu vardır ancak taşımalı eğitimden dolayı okul kapalıdır.
İçme suyu: Köyün içme suyu şebekesi yok.
Sulama suyu: Köyün sulama suyunun bir bölümünü karşılayan bir adet sunî su tutma göleti vardır. ayrıca ufak kapasiteli bir adet su tutma havuzu vardır.
Atık su şebekesi: Kanalizasyon şebekesi vardır. Telekom telefon santrali ve telefon alt yapısı mevcut olup
Sağlık: Sağlık ocağı vardır.
Köyümüzün tarihi geçmişi
Köyümüzün halkı 1864 yılında Rusların soykırımından kurtulup ana vatanları Ruslar tarafından işgal edilerek sürgün edileler arasından o zamanki Osmanlı ülkesine kabul edilen kafkasya bölgesi Maykop dolaylarında gelen Adığ’elerdendir.
Bu küyde yaşayanların ilk yerleşenleri, Mıyekoape Psığoable ( Psıt’`uale )köyünden gelenlerden oluşmaktaydı daha sonraları diğer bölgelerden gelen Adığ’elerden köye yerleşenler olmuş.
Bu köyün halkı ilk geldiğinde kendilerine Osmanlı yetkilileri tarafından yerleşim yeri olarak tam bir yer tespit edilerek yerleştirilmedikleri için ilk önce Kızılçubuk köyü civarında o yazı konaklayarak geçirdiler oraya evlerini yapacaklardı ancak o yazın o civara da sivri sineğin çok olması ve sıtma hastalığına yakalanmaları onları oraya yerleşmekten vazgeçirdi.
Ertesi ilk baharda Küçük yayla adı verilen rakımı daha yüksek bir dağa yerleşmeye karar verdiler o yazı sivri sineksiz rahat geçirdiler ev ve arazi için ormandan yer açtılar. Kış gelince o kışı evsiz barksız çok zor şartlar altında orda geçirdilerse de oraya temelli olarak yerleşmekten vazgeçtiler. Oradan daha alçakta kalan Oğlaçı ve Kavalcık köyleri civarına indiler oraları da dağın yamacı olup ekilip biçilecek arazisi olmadığı için bir bölümü o iki köye yerleşti diğer çoğunluk ise köyün şu an bulunduğu İverönü köyünün yerine yerleşti.
Köyün isminin bizim ana dilimizde ve Türkçe bir anlamı yok bu hususta iki rivayet var birisi bu köyün aşağı tarafında mezarlıklar civarında yıkık harabe bir kaç bina yıkıntısı olduğu için onlara virane derlermiş ve köyün ismi viranömü olarak anılırmış.
Diğer bir ifadede köyün yukarı kesiminde Rum ve Ermenilerden oluşan bir köy vardı o köyde yaşayan Ermenilerin taktığı isim derler.
Bu yerleşim alanında ormanlık bölge idi ormanı temizleyerek kendilerine arazi ve ev yerleri açtılar. Çok büyük sıkıntı ve sorunlar yaşayarak buraya yerleştiler. Çoğunun yatacak bir yatağı bile yoktu. Çuvallara kurumuş yaprakları ve kurutulmuş yumuşak otları doldurarak yatmaya yataklar yapmışlar ağaç kesmek bina yapmak için bile yeterli takım hatta balta bulamayanlar oldu. Yerleştikten sonra içme suyu sorunu ortaya çıktı. Köyün alt kısmından gecen derenin yakınlarına birkaç su kuyusu açtılar içecekleri suyu buralardan temin ettiler.
Zaman geçtikçe 400 metreden kovalarla su getirmekten bıkan kadınları susuzluktan kurtarmak amacı ile köyün üst kesimden kaynak suyu aramaya başladılar. Buldukları kaynak suyunu o zaman köye yakın olup Rumların yaşadığı Endekpınar köyü ile bizim köy arasında ufak bir mezra olan Erzenüs sakinleri, kazınarak çıkartılmış suyu vermemek için kavga çıkartıyor Türkçe dil bilmeyen toplum derdini sıkıntısın hiçbir yetkiliye anlatamıyor. Buna rağmen zor kullanarak çıkarttıkları kaynak suları getirip köyün üst mahallelerine bir iki çeşme yapılır. İlçeye ulaşmak için yol yok, tarlaları sürmeye hayvan yok, saban yok, ekmeye tohum yok. Hep yoklular ve sefalet içinde yılları geçti. Oda yetmiyor gibi erkekleri askere aldılar seferberlik savaşı, kurtuluş savaşı çileli yıllar geçirdiler.
Cumhuriyetin ilanı ile biraz rahata kavuşacaklarını uman köylüler Cumhuriyetten sonrada daha ağır sıkıntılara girdi.
Sosyal aile yapısı farklı olan halkımız Efendiler ve hizmetçiler den oluşuyordu efendi ailelerin içinde hizmetçi aileler beraber barınıyorlardı Cumhuriyet kanunları ise bu durma müsaade etmiyordu ayrılmaları gerekiyordu. Hizmetçisi olan aileler hizmetçilerine yer ve gücü oranı da ev vererek onları ayırdılar. Ayıranlar içinde zor olduysa da sıfırdan yeni bir düzenle aile kuranlar tüm geçim sıkıntısının içine bir anda düştüler. Zorunlu eğitime tabi oldular okullara alınanlar Türkçe bilmedikleri için kendilerine öğretmenleri tarafından baskı ve şiddet uygulanarak okutuldular.
Taş döşeyerek ilçeye araçla ulaşılacak posta yolu açtılar. Sonraki yıllarda 13 km uzunluğunda bu yolu yarısı kadar kısaltan 7 km şimdiki yolu yaya olarak kullanmaya başlarlar yaz günleri çamur olmadığı günlerde kanı ve at arabaların ulaşımı içinde kullanılarak yeni yol güzergahı açılmış olur sonraki yıllarda Adnan menderesin baş bakanlık döneminde iş makineleri ile yol yapılır. Aşağı mahalleye içme suyu getirilir.
Not: Burada anlattıklarım 1965 – 1970 yılları arasında sağ olarak yaşayan en yaşlıların anlatımlarının abartısız ve eklentisiz birleşiminden çıkan sonuçtur. Bu araştırmayı orta okul talebelik zamanında “Anastas Makarios neden
vuruldu” konusunu yazmak için araştırırken bunları da not almıştım onların kısa bir özetini sizlerle paylaştım. Elimizde resmi kayıt yoktur.
İverönü koájem yiblećığe
Kızéraorejıremće
Tıkoáje desı Adıǵexer yıĺes 1864 ım Jöneğu mazem yi 21 em Wurısım kariş`iĺ`ağe
ĺepkı ğaqodı zawem kıénıjığe, yaş`ıguxer wurısıxeme yaş̕üawbıtıjiy, ĺ`ığece yış`ıgu
şıpkem kirağazıćığew, a ĺeḣanım yıše Osmanlı düwelığew, nepere Türkiyé m yirığebleğağe
Adıǵexeme yaşışıx.
Yenehaberer Adıǵeyım, Psığoable pémış`ı oáćeće (psı ṫ`uale) ćıṕem kićığex. Mıy desı Adıǵexer
yape Kızılçıbuk ziraore zı hablem şıṫısıǵex a ğemafem beźeneş̕üm yırığazığex, miy mı baźexeme
tıdéğasıştep téhağu sımace tışıḣuşt yauiy (Küçük yayla) zıfeore mezışham téṫıshağex
a ş`ımafem ş`ımefeşüxe ḣuğe, şıam tirisıhağex wune şamış`e yixe neha ĺḣançe ćıṕexeme
kexıxegorem nepe zı desıxe ćıṕem kıdeṫıshaxi yawunexer mı ćıṕem şaş`ığex.
Mı hablem yiše Tırḱu bzeće ziy feoáğe yiew şıtep. Zağoreme zéraoremće te tı
Adıǵexer
kızköşığe ĺeḣanım koáje dehaṕem nıko yiş`ığew wunejı zawle utığew ay peé
(viranönü) wunejıxeme yagupe feoáğew še yiratiy yikışnewujım yiše İVERÖNÜ ḣujığew
yao.
Ay pemış`e mı koájem yiše mı koájem peblağew, Yermel, Wurum zedıxese şıpsewure koájem
desığe Yermelxeme fawısığe zı še yaowiy şıt.
Hatko Nuri Ersoy