KRALI FAYE HANT’IRAKOXER
Hant’ırakoxer demokrasim yezeşığağex;
Zı wırak wırak, zı kıyametışüxe,
İllallah! A mac!
Ya k’uwaç’em woşöguxer zeĺiwubğığ.
H’uğe, yioağ mezı cınem;
Cumhuriyetır Kralığor yiş`ıjiy .
Je yie, bzegu yimıe, guğyemıĺ`e
Zı kral woşögum kaşıféxığ.
Şhaç’em gum one xefağ mübarekir, psıwuçöağem,
Te tıpsınç’aqoxer
-Şö, şöş`ex axer şınapxexew şhanıko şıtıx.
Cıp ow psım xepç’exezı;
Yazırıze ğoane zırızıme yarihajıx.
Fızeguğem zı kıralır k’inağ, aderexeri kamılıxer.
Hant’ırakoxeme, belahew zı yinıjıgore keqoağ yaşü`eş`ığ;
Hazere téqofe zıśem yişha kixişeyew
kralım yinape yepĺışüğep.
Arimiy zışışınağexer, zı ph’e tekejı zakom pemış`ığep.
Şhaç’em a ph’etekejır, ay fedizew şıph’ew, ay fedize pĺ`emiye şıtığetiy,
Psı işöm yape kitahağer kinışüxeç’e kıtéhağ,
Şınem nemıeç’e ç’ezezıgorem.
Yeqoĺ`ağ duwel thametışüxem.
Hant’ırakoxer yepĺığex yeqoaĺ`erem ziy kéh’uĺ`erep;
Aşewum fejağex zewuj zewuje yeşeĺ`enıxew!
Kralım yibğu pĺ`ır hant’ırakoxeme kawuçühağ,
Depç’ırayew yi tame tét’ıshağeri h’uğe.
Mır sıdı fede kıral ? yewiy, yije deĺı ulhar ph’ate.
— Hau`, yaoağ hant’ırako zedepsewureme;
Miy fedize make sake pımıuç’e kral h’uştep.
Yiş`erış`e fejağex mezı cınem fethawsıxene:
— A mac, sıd h’un, yaoağ;
Te, pemış`e zı kral kıtfeğaqu’, şhaç’em yi je yipe woreh’ıye!
— H’un, yioağ mezı cınem;
Zı pśejiyeşxaqo kafiğaqoağ, yipkı pstewur cegow.
Je p’ome lejaqome lejaqo:
Jabğum zı pepk, semegum zı pepk;
Pepkıç’e abekesi zı hant’ırako;
Şxı sâter şxı!..
Tetiyexer cıri féjağex k’uwoxe,
Mızeğogum gubjığe mezı cıner:
— Se şöşü sirıcegoaĺa? yioağ;
Demokrasi kışösetı, wırak wırak;
Woşögum Kral kışü`feseğaxı,
Huph’ew, akıllew, gups’’anew,
Cıri wırak wırak.
Pışüwupç’ mı lelelığer,
Ze şüşxi minew şık’ur feşü`ç’ kıralı ş`em;
Amırıme neha deyir keqoşt hıı!
Jean de La Fontaine
KRAL İSTEYEN KURBAĞALAR
Kurbağalar demokrasiden bıkmış;
Bir vak vak, bir kıyamet,
İllallah! Medet!
Gökleri tutmuş bağrışmaları.
Peki, demiş orman perisi;
Krallık yapıvermiş cumhuriyeti.
Ağzı var dili yok, vurdumduymaz
Bir kral inmiş göklerden.
Ama öyle güm diye düşmüş ki mübarek, göle,
Bizim çamurlugiller
-Ki, bilirsiniz, bir hayli ödlek ve semelektirler-
Cup diye atlayıp suya;
Her biri girmiş bir deliğe.
Bir kral kalmış ortada, bir de sazlar.
Yaman bir dev geldi sanmış kurbağalar;
Uzun zaman kimse çıkarıp başını
Bakamamış kralının yüzüne.
Oysa ki korktukları şey bir kütükmüş sadece.
Ama öyle ciddi, öyle heybetliymiş ki kütük,
İlk çıkan kurbağa zor çıkmış yüze,
Korkudan titreye titreye
Yaklaşmış koca devletliye.
Kurbağalar bakmış bir şey olmuyor yaklaşana;
O zaman artık koşan koşana!
Kralın dört bir yanı kurbağa dolmuş,
Gelip omuzuna oturanlar bile olmuş.
Bu ne biçim kral? Vur, ağzından lokmasını al.
— Yoo, demiş kurbağa milleti;
Bu kadar sus pus kral olmaz.
Başlamışlar yeniden dert yanmaya Orman perisine:
— Aman, ne olursun, demişler;
Bir kral yolla ki bize ağzı burnu oynasın!
— Peki, demiş Orman perisi;
Bir balıkçıl yollamış, her yanı oynak.
Ağız dersen işlek mi işlek:
Sağa bir gaga, sola bir gaga;
Her gagada bir kurbağa;
Ye babam ye!..
Bizimkiler basmış gene yaygarayı,
Bu sefer kızmış artık Orman perisi:
— Sizin oyuncağınız mıyım ben? demiş;
Demokrasi veririz, vak vak;
Kral indiririz gökten,
Uslu, akıllı, babacan,
Gene vak vak.
Kesin artık şamatayı,
Bir yeyip bin şükredin yeni krala;
Yoksa daha beteri gelir ha!
Jean de La Fontaine